Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz, çevremizde karşılaştığımız bir hastalık olan Kanser, dünya genelinde de artan bir hızla insanlığın en büyük sorunları arasında yer alıyor. Peki, Kanser nedir? Farklı çeşitleri olan bu hastalığın temel tanımı nasıl yapılabilir.
Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur.
Normalde de vücutta bulunan hücreler bölünebilme yeteneklerine sahiptirler. Buna karşın sinir ve kas hücrelerimizin bu tip bir özelliği bulunmaz. Bu neden ile bedenimizde oluşan yara yanık gibi sorunlar kendiliğinden bir süre sonra onarıma girerler ve cilt kendini yeniler. Bu yenileme çocuklarda daha hızlı oluşurken, büyüdükçe daha yavaşlar. Elbette ki hücrelerin bu yeteneği sınırlıdır. Yani sonsuza kadar bu bölünme olmaz. Genel olarak hücreler DNA özelliklerine bağlı olarak bölünme sayısına sahiptirler. Akıllı hücrelerimiz yaşamları boyunca kaç kez bölüneceklerini bilirler ve zamanı geldiğinde de ölürler. Bu olaya bilim dünyasında Apoptosis adı verilir. Yani programlı hücre ölümü.
Sağlıklı bir insanın bedeninde bulunan tüm hücreler, büyür, bölünür ve daha çok hücrenin üretilmesini sağlar. Bu normal süreç bazen sekte uğrar. Yani hücre görevini şaşırarak sürekli bölünmeye başlar ve bu devam eder. Bu hücrelere bilincini kaybetmiş kanser hücreleri de denilir. Bu hücrelere bölünerek, daha da çoğalırlar ve tümörler oluşmaya başlar. Bu aşamada hücrenin tam merkezinde bulunan hücre çekirdeğinin içinde ki DNA, elektron mikroskobu ile görüntülendiğinde, hasarlı DNA’da iplikçiklerin hasarlı olduğu tespit edilecektir. İş bu neden ile biyopsi dediğimiz tanı ve teşhisin yapılması amacı ile hücreden parça alınır. Sağlıklı bir hücrede normal şartlarda böyle bir hasar oluştuğunda, hücrenin ya kendisini onarması gerekir ya da yok etmesi yani ölmesi. Ama DNA’nın normal işlemini yapamaması nedeni ile hücre otomatikten çıkar ve sürekli olarak bölünmeye devam eder.
DNA Neden Bozulur?
Şimdi hepinizin aklına tüm bunlara neden olan DNA’nın neden bozulduğu gelecektir. İşte bu aşamada, kansorejen madde dediğimiz olay devreye girer. Yani kimyasal maddeler, tütün ürünleri, virüsler, aşırı güneş ışınına maruz kalmak, petrol atıkları ve diğer birçok madde bu bozulmaya neden olabilir.
Her Tümör Kanser Mi?
Bu noktada sizlerinde sıklıkla karşılaştığı bir kavram ortaya çıkar. İyi huylu tümör ve kötü huylu tümörler. Doğal olarak kanser riski taşımayan tümörler iyi huylu olarak adlandırılırlar ve operasyon ile alındıktan sonra yenilemezler. Aynı zamanda bedenin başka yerine yayılma ve sıçrama riskleri de yoktur. Buna rağmen kötü huylu tümörleri kanser olarak adlandırırız. Aşırı şekilde büyüme, çoğalmaya neden olan bu hücreler, kontrolden çıkarlar ve diğer organ ve mafsallara baskı yapmaya başlarlar. Daha farklı yerlere sıçrayabilir ve değişik tahribatlara neden olabilirler. Tümör içinde bulunan bir hücre bir şekilde ayrılırsa, kan veya lenfler aracılığı ile başka bölgeye sıçrayarak, bedenin farklı yerlerinde risk teşkil etmeye başlarlar. Bu şekilde bir yayılmaya metastaz denilmektedir.
Bitkiler İle Kanser Tedavisi
Her kanser olayında hastaya birçok teknikler, telkinler verilir. İlaçların yanı sıra farklı bitkiler ve kürler önerilir. Bunlara günümüzde de çok farklı bitkiler eklenmiştir. Tıbben öncelikli olarak kanserli hücrenin farklı yöntemler ile kontrolü ve sonrasında yok edilmesi gelir. Bedene sızan bir hücre var ise ve uyuyor ise bunun takibi için 5 (beş) yıllık bir takip süreci başlar.
Kanser tedavisini farklı şekillerde destekleyen bitkilerin olduğunu artık bilim dünyası da desteklemekte. Ancak her şeyde olduğu gibi bunların da kontrollü ve doğru şekilde kullanılması önemli. Bu tip bir durumda doktorunuza danışmadan hiçbir şekilde kullanımda bulunmamanızı öneririz. Çünkü bazı bitkiler bedenin direncini aşırı şekilde güçlendirerek, alınan tedavinin ve ilaçların etkisini de azaltabilirler.
Bir Cevap Yazın